ON BİR YILLIK DEVRİM, SURİYELİ ÇOCUKLARIN KARAKTERİNİ ŞEKİLLENDİRDİ

YAZAR: DÜNYA MUHAMMED
İÇERİK (METİN)
Belki De İçlerinden Birinin Aklına Bu Fikir Gelirken, Deraa Sokaklarında Oyun Oynayan O Çocukları Horan Güneşi Isıtıyordu, Belki De Büyüklerin “Duvarların Kulakları” Diyen Fısıltılarını Duyunca Bunu Planlamışlardı. Kimse Bilmiyor O Narin Parmaklarıyla Duvarlara Bu Cümleyi Nasıl Yazdılar Ama Bütün Suriyeliler Biliyorlar Ki Bir Sprey Ve Dört Kelime, "Deraa Çocuklarını" Tutuklayan Rejimin Güvenlik Unsurlarını Sarsacak Kadar Cesur Olup Bir Şehre... Şehirlere... Bütün Bir Vatana İlham Verecek Kadar Devrimciydi. 
Deraa Çocukları, Adaletsizliğin Vahşi Topraklarında Öfke Ateşini Yayacak Kor Olacaklarının Farkındalar Mıydı? Peki Ya 11 Yıl Önce Patlak Veren Devrimle Büyüyen Suriye'nin Çocukları Ne Olacak? Bu Olaylar Onların Bilinçlerini Nasıl Şekillendirdi? Bugün Onların Gerçekliği Neye Benziyor? Onların Arzuları Nelerdir? Olanların Gözünden Dünyayı Nasıl Görüyorlar?
“DEVRİM KİŞİLİĞİMİ ÖZEL BİR ŞEKİLDE ŞEKİLLENDİRDİ.”
"Devrim Başladığında Yaşım Tam Olarak Sekiz Yıl Dört Aydı" Diyor M. Hikayesini Anlatırken Şunları Söyledi: "Benim İçin O Zamanlar Küçük Olmama Rağmen Devrimin Gerekçeleri Ve Nedenleri Açıktı Diye Ekledi. Ailem Böyle Bir Şeyin Gerçekleşmesinin Önemi Ve Gerekliliği İle Bu Ülkenin Bir Devrim Yoluyla Islah Edilmesi Gerektiği Konusunda Beni Bilinçlendirmek Konusunda İstekliydi., Ancak Bunun Benim Kuşağımın Tamamı İçin Net Olduğunu Düşünmüyorum.” Belki De Farkındalıkları Daha Sonra Savaş Yıllarında Oluştu.” 
"O Yaşlarda En Büyük Hayalim Büyüyüp Mühendis Olmaktı. Yaşananlar Bu Hayalin Peşinden Gitme Kararlılığımı Azaltmadı. Bugün De Allah'ın İzniyle Onun Yolundan Gidiyorum Ama Genel Olarak Olaylar Bu Hayalimi Özel Bir Şekilde Şekillendirdi Zannımca. Zira Yaşadığımız Hapishane Hücresinin Sınırları Dışında Daha İyi Bir Yaşam İçin Giderek Çabalarken Ulaşmaya Daha Kararlı Olduğu Büyük Hedefleri Olan Daha Güçlü Bir Kişilik İnşa Etti Diyerek Sözlerine Devam Ediyor.
Bugününden Bahseden Bu Genç: "Şimdiki Halim Kötü, Düzgün Ve Onurlu Bir Yaşam Temellerinden Ve Dayanaklarından Yoksundur, Bunu Yakın Gelecekte Güvence Altına Alma İhtimalim Dahi Yok. Bugün Yaşadığım Şimdiki Zaman Ve Bir 'Suriyeli Genç' Olmak." Normal Bir Yaşam Sürdürebilmek İçin Kendimi Geliştirme Çabamı Diğer Genç Erkeklerden Kat Be Kat Daha Fazla Çıkartmam Gerektiğini Ve Gelecekte Doğacak Çocuklarımı Buradan Çok Uzakta, İnsana Hiçbir Şekilde Değer Vermeyen Bu Yerden Uzak Bir Yerde Büyütmeyi” Düşünüyorum. 
"Gelecekteki Hedeflerim Basit, Sakin Ve Huzurlu Bir Aile Kurmak, Sevdiğim İnsanlarla Bize Saygı Duyan Bir Ülkede Bir Araya Gelmek. Mesleki Hedeflerim De Yüksektir. Suriye'de Kendi Fikrini Empoze Etmek İsteyen Hiçbir Taraftan Fon Sağlanmadan Suriye’de Meydana Gelenleri Belgeleyen Bağımsız Bir Proje Başlatma Arzum Vardır.. Sadece Gerçekleri Ortaya Koyan Bir Proje Olacak." Çünkü Ben Buna İnanıyorum." Diye Sözlerine Devam Ediyor. 
Sonra Geriye Dönük Olarak Baktığında M. Yaşadıklarını Şöyle Anlatıyor: "En Büyük Kaybım Babamı Kaybetmekti. 2014 Yılında Suriye'de Cereyan Edenlerden Dolayı İş Arayışında Olurken, Kötüleşen Güvenlik Koşulları Nedeniyle Hayatını Kaybetmişti. Aradan Çok Zaman Geçti.. O Dönemde Küçük Yaşta Olmama Rağmen Duruma Alışmaya Ve Manevi De Olsa Sorumluluk Taşımak İçin Uğraştım.  Ve Girişimlerim Hala Devam Ediyor.”.. Yıllar Geçtikçe Büyüyor Ve Ben Yaşlandıkça Büyüyor. Babamı Kaybetmek Çok Zor Ve Derin Etkiler Bıraktı Ama Hayat Devam Ediyor. Allah Beni Zor Ve Karanlık Zamanlarımda Destekleyen Harika İnsanlarla Karşılaştırarak Onların Desteği, Kayıplarımı Aşmamda Ve Gerçekliğimle Bir Arada Yaşamamda En Büyük Paya Sahip Oldu.. Bunların Hepsi Bir Araya Gelip  Beni Şu An Olduğum Kişi Yapan Tüm Faktörler Oldu."

"ÜTOPYA GÖZLERİMDEN KALKTI"
Şu Anda İstanbul'da Yaşayan Humuslu Genç Edip Şunları Söylüyor: "Devrim Ben Çok Küçükken Başladı. 13 Yaşımdaydım. İlk Başta Devrimin Benim İçin Belirgin Özellikleri Yoktu. Sokakta Neler Olup Bittiği Hakkında Hiçbir Fikrim Yoktu." Sadece Bazı Tezahürata Biraz Heyecanlanıyordum” Diyerek Şöyle Devam Ediyor: “Yaklaşık Üç Hafta Sonra Hayatımda Görmediğim Bir Sahneye Tanık Oldum! Göstericilerden Birinin Gözlerimin Önünde Tutuklandığı Sahne.. Kafamın İçinde Tercüme Edemediğim Kadar Saldırgan, Barbarca Dövüyorlardı. Sorular Diğerlerini De Sürüklemeye Başladı Ve Ben Olduğum Çocuğun Beyni Gördüklerinin Dehşetinden Neredeyse Patlayacaktı. Bunun Üzerine Babam Beni Çağırdı. Beni Yanına Oturttu Ve Bana Sordu: Şimdi Benim Neden Tutuklandığımı Biliyor Musun? 
Edip Şöyle Anlatıyor: "Daha Önce 15 Yıl Tutuklu Kaldığını Biliyordum Ama Her Zaman Merakımı Uyandıran  Suçu Nedir Diye Sormam Bile  Yasaktı. O Zamanlar Babama 'Neden?' Diye Sormuştum, Gösterilere  Mi Katıldın? Ve O An Babam, Dünyaya Baktığım Ütopyanın Gözlerimden Kaybolduğunu Fark Etti Ve Ben, Bu Rejimin Hükmü Altında Bir İnsanın Baskı Altında Hak Ve Özgürlüklerini Talep Etmesinin Ne Anlama Geldiğini Çok Erken Yaşlarda Anlamaya Başlamıştım..”
Edip Hikâyesinin Bir Başka Bölümünü Şöyle Anlatıyor: “3 Haziran 2011 Tarihi Özgürlüğün Çocukları Cumasıydı, Bu Benim Gösterilere İlk Katılışımdı. Babam Bana Katı Tavsiyelerde Bulunurken Bunların Çoğu Tutuklanmayla İlgiliydi! Düşünün Babab Tutuklanmak Yerine Kurşun Yememi Tercih Ediyordu İkinci Bir (Hamza El-Hatib) Olurdum, Neredeyse O Benim Yaşımdaydı. Fakat Bu Rejimin Onu Tutuklayıp Ağır İşkence Yapmasına Mani Olmamıştı. Ben De Gösterilere Katılmaya Devam Ettim, En Sonuncusu Da Mayıs 2012'de İnşaat Mahallesinde Gerçekleşmişti.”
Yaşananların Kişisel Hayatına Etkisi Konusunda İse Edip Şunları Dile Getiriyor: “Sekizinci Sınıftayken Humus' un Tamamını Etkileyen Bombardıman Nedeniyle Bir Yıl Boyunca Diğer Sınıflara Bilimsel Bir Temel Oluşturacak Bu Sınıf Dersinden Uzaklaştırılmıştım... Bu Da İlerleyen Yıllarda Edinmeye Çalıştığım Pek Çok Bilgiyi Kaybetmeme Neden Oldu. Sonra Suriye'den Ayrıldıktan Sonra Bütün Suriyeli Aileler Gibi Ölümü Veya Tutuklanmayı Göze Alarak Zorlukla Yoluma Devam Ettim Ve İşte Buradayım. Allah'a Şükürler Olsun Ki, Türkiye'de Biyomedikal Mühendisliğinden Mezun Oldum, Türkçe Öğrenmek İçin Verdiğim Çabaların Ve Yabancı Bir Öğrencinin Ülkesi Dışında Yaşadığı Zorlukların Meyvelerini Alırken, Aynı Zamanda Hayatımdan Bir Parça Haline Gelen Fotoğrafçılığa Da Başladım. 
İş Ve Eğitim Açısından İşler İyidir Allah'a Şükür, Ama Diğer Milletlerden Akranlarımı Düşünürsek Ana Vatanımdaki İstikrara Mahrumum. Ailemle Aynı Evdeki Anılarımdan Mahrum Oldum. Artık Bulunduğum Toprağa Ya Da İçinde Yaşadığım Eve Ait Olmadığım Kadar Dağıldım, Evler Ve Şehirler Arasında Dolaştım Durdum.".
Edip, Hayallerinin Seyrini, Farkındalığının Ve Özlemlerinin Oluşumunu Şöyle Anlatıyor: “Devrim, Henüz Hayallerimi Kurmadığım Bir Yaşta Başladı Ve Genç Yaşlarıma Geldiğimde Tek Hayalim Rejimin Devrilmesi İdi. Kasabaların Tamamen Yok Edileceğini, Mahallelerin Tamamen Yıkılacağını Hiç Düşünmemiştim.” “Özgürlük Hayali Ve Rejimin Çöküşü Gençliğime Kadar Bana Eşlik Edecektir.”
"Kayıplarım Oldu Diyemem. Ne Zaman Bir Kayıp Olduğunu Düşünsem, Allah'a Şükür Kazandığım Açık Bir Şekilde Ortaya Çıktı. Devrim, Allah'ın Bana Bahşettiği Bir Nimetti. Ondan Sonra Anlayışım Ve Ufkum Çok Genişledi, Ve Kendimi Hiçbir Zaman Amaçsız, Hırssız, Düşüncesiz, Bilinçsiz Yaşayan Bir İnsan Olarak Hayal Etmiyorum... Farkındalık! Onun Benim Ve Bu Kutlu Devrime Katılanların Çoğu Üzerindeki Asıl Etkisi Budur. Bugün Gerçekten Kendime Bakıyorum Ve Diyorum Ki: Eğer Devrim Olmasaydı Ve O, Evini, Ülkesini Terk Edip Yol Üstüne Yol Keşfetmiş, Öğrenmiş Ve Görmüş Olmasaydı Ve Ona Bu Dünyaya Doğru Yeni Kapılar Ve Ufuklar Açılmış Olmasaydı, Şimdi Edip Bu Edip Olmazdı. ". 
"Devrimden 11 Yıl Sonra Bu Dünyanın Ne Kadar Yalanlarla Ve Pisliklerle Dolu Olduğunu Anladım. Savaşı Ve Olaylarını Yaşadık Ve Ülkelerin Masum Devrimimize Karşı Tutumlarını, Ona Nasıl Baskı Yapıp Çeşitli Yollarla Kirletmeye Çalıştıklarını Gördük.. Artık Onların Sahte İnsanlığına İnanamıyorum.  Dünya, Büyük Olaylarıyla Benim Ve Olaylara Şahit Olan Yaşıtlarımın İçin  Daha Da Netleşti." Artık Düşmanlarımızı Yakından Tanımaya Başladık Ki Yalan Sloganlar, Masa Altında Pişirilenler Bizim Açımızdan Gün Yüzüne Çıktı.  Ve Bununla Birlikte Devrimin Rahminden Doğan Herkes Bu Dünyanın Beklediğimizden Daha Kötü Olduğunun Tam Bilincinde Ve İnancında Oldu. Ancak Önemli Olan; Devrimin İçimizde Yaşaması Ve Her Zaman Her Türlü İmkanla Onu  Savunup Destekleyerek, Bu Rejimin Adaletsiz Olduğunu Ve Bu Ülkenin Bizim Ülkemiz Olduğunu Ve Bir Gün Bizler Allah'ın İzniyle Onurumuzla Ülkemize Geri Döneceğimizi, Onlar İse Zelil Olarak Çıkacaklarını Söylememizdir."
KARANLIK BİR GERÇEKLİK VE MEÇHUL, SİSLİ BİR GELECEK
"Ele Aldığım En Zor Vakalar, Savaş Nedeniyle Bu Ülkeye Karşı Olumsuz Bir Düşünceye Sahip Olan Ve Suriye Toplumuna Ve Onun Haklı Devrimine Yönelik Rolleri Konusunda Onlarla Anlaşmaya Varmanın Zorlaştığı Çocuklar Ve Gençlerdir." Çocuk Ve Ergenlere Yönelik Psikolojik Destek Ve Toplumsal Destek Alanında Eğitim Veren A, Şöyle Anlatırken: "Vakalarla Uğraşmanın Zorluğu, Maruz Kaldıkları Acının Derecesine Göre Değişiyor. Kuşatmayı Yaşayanlar Örneğin, Yerinden Edilenler Gibi Değiller Ve Devrimden Önce Esas Olarak Yoksulluk Çekenler, Daha Sonra Esad'ın Savaşı Sonucunda Mali Açıdan Zarar Görenler Gibi Değil." Diye Sözlerine Devam Etti. 
Bazı Vakaların Özgüllüğü Hakkında Daha Fazla Bahsediyor Ve Şunları Söylüyor: “Şehrimin Bir Mahallesindeki Kuşatma Kaldırıldıktan Sonra, Bu Mahallede Yaşayan Gençlerin Akademik Gecikmeyle İlgili Sorunları Vardı, Ancak Daha Da Kötüsü Normal Psikolojik Gelişimlerinin Gerilemesiydi. Onlarla Konuşmak Ve Anlaşmaya Varmak Zordu, Hatta Bazıları Ağlayarak Yere Yığıldı.” "Tamamen Perişan Ve Çökmüş Durumdaydı."
Peki Devam Eden Savaşın Acıları Ve Trajedilerine Rağmen Devrim Onların Farkındalığının Artmasına Ve Olgunluk Süreçlerinin Olumlu Yönde Etkilenmesine Katkıda Bulundu Mu? A. Bu Soruyu Yanıtlıyor Ve Şöyle Diyor: "Evet... Suriyeli Çocuk Ve Gençlerin Gerçeklik Anlayışları Ve Hayata Bakış Açılarının O Yönü Erken Olgunlaştırmıştı. Devrim Yıllarında Yetişmeleri Ve Bu Devrimi Bastırmak Adına Açılan Savaş Olayları İle İstikrarsız Ve İdeal Koşulları Yaşamaları, Kişiliklerindeki Bazı Yönleri İyileştirdiğini İnkar Edemeyiz, Çünkü Tüm Acı Ve Zorluklarıyla Acı Çekerek Olgunlaşanlar, Hayatı Diğerlerinden Daha Erken Anlıyorlar. Bugünün Suriye Gençleri Bizim Onların Yaşındayken Farkına Varmadığımız İlkelere Ve Sabitlere Açıldılar. Biz De İlk Yıllarda Dernekler Ve Sivil Toplum Kuruluşları Aracılığıyla Gönüllü Faaliyetleriyle Bu Durumdan Olumlu Yararlanmaya, Girişimcilik Ruhunu Canlandırmaya Ve Bunu Suriye'nin Geleceğinin İnşasına Katkı Sağlayacak Bir Reformist Bir Kalıpla Kullanmaya Çalıştık.”
A, Şöyle Devam Ediyor: "Bugün Beni En Çok Üzen Şey, Okulların Yıkılmış Olması, Sivil Toplum Kuruluşlarının Küçük Çocukların Ruhunda Tesis Etmeye Çalıştığı Şeyi  Rejim Kurumlarının Yıkması Ve Onlara Selim Bir Ortam Sağlanmasına Artık İzin Vermemesidir. Sorun Şu Ki: Artık Savaşın Sonuçlarıyla Sınırlı Değil, Ülkenin Sıkışıp Kaldığı İçler Acısı Genel Durumla Ve Her Geçen Gün Daha Da Karanlıklaşan Bir Vaki İle Bağlı Olmasıdır." Örneğin Ebeveynler, Eğitimciler Ve Öğretmenler, Ülkenin Zor Koşulları Nedeniyle Psikolojik Ve Zihinsel Olarak Bu Gruba Bakmak, Onları Büyütmek, Sorunlarına Çözüm Bulmak, Çevrelerini İyileştirmekle Meşgul Olamadılar.”
Bütün Bunlara Rağmen Koşullar Engelleyici Ve Geciktiricidir. Bu Doğru. Savaş Ve Gelişimsel Toplumsal Ortamların Azlığı Nedeniyle Durum Çok Zor. Evet Doğru. Gelecek Bulanık Ve Meçhul. Bu Da Doğru. Ancak Bunların Hiçbiri Suriyeli Çocuk Ve Gençlerin Hedeflerine Ulaşmalarına Kesinlikle Engel Olamayacak, Bundan Eminim.
SURİYELİ ÇOCUKLAR ESAD'IN SAVAŞININ FATURASINI ÖDÜYOR
Uluslararası Örgütlerin Raporlarında, Esad Rejiminin Suriyelilere Karşı Başlattığı Savaşın En Ağır Bedelini Çocukların Ödediği Belirtiliyor. UNICEF, Son Raporlarında, Savaşın Başlamasından Devrimin 10 Yılı Geride Bırakmasıyla Yaklaşık 13 Bin Çocuğun (Yani Ortalama Günde 3 Çocuk Olmak Üzere) Öldürüldüğünü Veya Yaralandığını Belgeliyor.
Raporda Ayrıca Esad'ın Savaşının Geride Bıraktığı En Kötü Krizlerden Biri Olan Ve Modern Tarihin En Büyüğü Olarak Nitelendirilen Eğitim Krizi Hakkında Da Bahsediliyor; Rapora Göre Mart 2022 İtibarıyla Okuldan Uzak Kalan Çocuk Ve Ergen Sayısının 3 Milyonu Aştığı Belirleniyor. Bu Kapsamda Eğitim Tesislerinin Çoğu Hasar Alıp Harap Olmuş, Bazıları İse Ya Yerinden Olmuş Kişilere Tahsis Edildiği Ya Da Askeri Amaçlara Kullanıldığı İçin Hizmet Dışı Kalmıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Yayınladığı Bir Rapora Göre Her 10 Okuldan 3’ü Ya Yıkılmış Durumda Ya Da Kullanılamaz Hale Gelmiştir.  Bu Da Eğitim Sürecini, Suriyeli Çocukların Ve Gençlerin Karşılaştığı En Büyük Zorluklardan Biri Haline Getirmektedir.
Aynı Bağlamda Savaşın Psikolojik İzlerini De Göz Ardı Etmek MümkünDeğildir . UNICEF'in Geçen Yıl Hazırladığı Bir Raporda, Sürekli Şiddete Ve Korkuya Maruz Kalmaları Neticesinde Psikolojik Ve Sosyal Sıkıntı Belirtileri Gösteren Çocuk Ve Ergenlerin Sayısının İki Katına Çıktığı Belirtildi. Bu Da Kısa Ve Uzun Vadede Psikolojik Sağlıklarını Büyük Ölçüde Etkileyecektir. 
Bahsi Geçen Raporda, Yarım Milyondan Fazla Çocukla Sonuçlanan Kronik Yetersiz Beslenmeye Neden Olan Gıda Güvensizliği Sorunu Gibi Göz Ardı Edilemeyecek Sorunlar Nedeniyle Hayatta Kalan Suriyeli Çocukların Yüzde 90'ının Çeşitli Düzeylerde Desteğe İhtiyaç Duyduğu, Ve Beş Yaşın Altındaki Çocuklarda Bodurluk Sorunu Ortaya Çıktığı Belirtiliyor.
Aynı Kuruluşun Daha Önceki Bir Raporunda Da Genel Olarak Çocuk Ve Ergenlere Yönelik Sağlık Hizmetlerindeki Eksikliklerden Bahsedilirken, Bombalar, Kurşunlar Ve Patlamalar Dışında Birçoğunun Kolayca Önlenebilecek Hastalıklar Sonucu Sessizce Öldüğü Açıklanmıştı. Rapor, Çocuklar Ve Ergenlere Yönelik Sağlık Hizmetlerine Ve Hayat Kurtaran Malzemelere Erişme Zorluğunun Kabul Edilemez Bir Durum Olduğuna İşaret Ediyor.  
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin Geçen Yılın Aralık Ayında Yayınladığı İstatistiklere Göre, Rejimin Başlattığı Savaş Sırasında Suriye'de Yaklaşık 5 Milyon Çocuğun Doğduğu Ve Bu Milyonların Ölümden, Yerinden Edilmeden, Yıkımdan  Başka Bir Şey Bilemedikleri Gibi  Çatışma Bölgelerinde Şiddete, Eziyete, Zorla Çalıştırılmaya, Cinsel İstismara  Ve Kaçırılmaya Maruz Kalmaktadırlar, Ayrıca Bu Çocuklar Tüm Dünya Ülkeleri Arasında Mülteci Çocukların Çoğunluğunu Oluşturduğu Da Dikkat Çekmektedir.
Bütün Bu Anlatılanlardan Yola Çıkarak, Deraa Çocuklarının Esad Rejimi Tarafından Maruz Kaldığı İşkence, Suriye Devrimini Bastırmak İçin Esad’ın Yürüttüğü 11 Yıllık Savaş Boyunca Tüm Suriye Çocuklarını Kapsayacak Şekilde Genişlemiş Gibi Görünüyor. O Devrim Ki Patlamasına Çocukların Katkıda Bulunduğu Ve En Önemli Motivasyonu Onlara Daha İyi Bir Gelecek Sağlamak Olan, Onların Ruhlarına Damgasını Vuran, Vizyonlarını Şekillendiren, Ve Onunla Büyüyebilecekleri Bir Devrimdir .

 

 

 

Yazar: Tammam Abu Al - Khair
İÇERİK (METİN): 
Suriye Dev (...)

Daha Fazla Oku

İçerik (Metin) 
Başlangıç Dönemleri 
Şam Üniversite (...)

Daha Fazla Oku

İÇERİK (METİN)
“Wido Ekibi Tarafından Yayınlanan Köpük Yakalamak (...)

Daha Fazla Oku

 İçerik (Metin)
Bombalama Sonucu Yıkılan Duvarlara Çizilen (...)

Daha Fazla Oku

Yazar: Muhammed Nur Hamdan
İçerik (Metin)
DERAA DEVRİMİN BEŞİ (...)

Daha Fazla Oku

İÇERİK (METİN)
Çekimleri Halep'te Üç Buçuk Yıl Süren "Ruhun Penc (...)

Daha Fazla Oku

ÜMMÜ EKREM …. DOĞU GUTA’DA ABLUKA ALTINDA KALAN BİR RESSAM KADIN&nb (...)

Daha Fazla Oku

YAZAR: DÜNYA MUHAMMED
İÇERİK (METİN)
Belki De İçlerinden Biri (...)

Daha Fazla Oku

İÇERİK (METİN)
‘’Halep'teki Son Adamlar", İdlibli Suriyeli Medya (...)

Daha Fazla Oku